Adını elbette biliyor da, memlekette bir de Soyadı Kanunu var, “Her Türk öz adından başka soy adını da taşımağa mecburdur. Söyleyişte, yazışta, imzada öz ad önde, soy adı sonda kullanılır.” diyen.
O hususta da eksik kalmasın dedik, eğitime başladık, bizimkinin kendi soyadı devrimini yapacağı tuttu:
-Alicim, benim soyadım ne biliyor musun?
-Bilmiyorum.
-Özdil.
-Aaa, tamam.
-Tuba’nın soyadını biliyor musun peki?
-Hayıır…
-Tuba’nın soyadı Öztürk.
-Aaa tamam.
-Peki, senin soyadın ne?
-Özdilkürt…
Tatlısu devrimcisi ve Hollandalı akıl babası
tubanın bir soyadı mı var:))
🙂
her kadının bir soyadı, bir de o soyadının yerine ya da arkasına almak zorunda bırakıldığı bir başka soyadı yok mu?
yılmaz soyadının "soyu" ne kadar temsil ettiği tartışılır..
oduncugillerdenim demeyi yani lakap kullanmayı tercih ederim..
belki gönüllü olarak bi tane olmasını istemiyordur:)Tuba öztürk özdil, gayet hoş:))
hep anarşik dolmuş…
Zeynep uzun zamandır soyadı meselesine çok "hakim". Ona göre herkesin soyadı aynı: Poyrazoğlu" Hatta öyle ki cinsi isimlerin de arkasından soyadının gelmesi gerektiği konusunda da iddialı. Yeni öğrendiği eşya isimlerinin ardından "Peki soyadı ne?" diye soruyor… (Eskileri için uyguladığı da oluyor bazen: "Buzdolabı Poyrazoğlu" gibi…